9:00 - 18:30

Çalışma Saatlerimiz / Pzt - Cmt

+90 216 469 9229

Aklınıza bir şey mi takıldı?

Author: Afet Gülen Büberci

Dönüşüm > Articles posted by Afet Gülen Büberci (Page 4)

Limited Şirketlerde Müdürlerin Sorumluluğu

Ali Osman Özdilek Türk Ticaret Kanunu’nun 556. maddesi gereğince, limited şirketlerin idaresi ile görevli kişilerin şirket kuruluşundan ve idaresinden doğan hukuki ve cezai sorumlulukları, anonim şirketlerdeki sorumluluk hükümlerine tabi bulunmaktadır. Kural olarak limited şirket müdürleri, TTK 556. maddenin yollamasıyla TTK 336 gereği, şirket nam ve hesabına yapmış oldukları muameleler ve mukavelelerden şahsen sorumlu olmazlar. Fakat müdürler, kanun veya ana sözleşme gereğince kendilerine yüklenen görevleri kusurları ile gereği gibi yerine getirmemeleri halinde şahsen de müteselsil olarak sorumlu olurlar (TTK 336). Ortak olmayan kişiler de müdür seçilebilirler. Ortak olan müdür ile ortak olmayan müdür arasında yetki ve sorumluluk açısından hiçbir fark yoktur. Ortak olmayan müdür...

Continue reading

Temsil Yetkisi Olmayan Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyesinin Kamu Borçlarından Sorumluluk Durumu

Yazar:Fethi AYGÜN(*) Yaklaşım Dergisi / Aralık 2004 / Sayı: 144 I- GİRİŞ Türk Ticaret Kanunu’nun 269. maddesine göre bir unvana sahip, esas sermayesi muayyen ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle mesul bulunan şirket, anonim şirket olarak tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun 312-346. maddelerinde yönetim kuruluna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Anılan Kanun’un 317. maddesine göre, yönetim kurulu üyeleri, şirket tüzel kişiliğinin kanuni temsilcileridir. Anonim şirket mal varlığının kamu alacağının teminine yetmemesi halinde şirket yönetim kurulu üyeleri nezdinde 6183 sayılı Kanun uyarınca takibat yapılmaktadır. Yönetim kurulu üyesi olarak görülen kişilerin şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu ancak, şirketi temsile yetkisi bulunmadığı halde bu kişiler nezdinde 6183...

Continue reading

Kar Paylarının Vergilendirilmesi Ve Vergi Alacağı

Yılmaz SEZER * I GENEL AÇIKLAMA Bilindiği üzere, GVK’nın mükerrer 75. maddesinde düzenlenmiş bulunan vergi alacağı, kurumlar tarafından dağıtılan kar paylarına bağlı olarak doğmaktadır. Kar dağıtımı durumunda, dağıtılan kar payının 1/3 ‘ü oranında hesaplanacak tutar, kar payını elde edenlerin vergi alacağını oluşturmaktadır. Öte yandan, vergi alacağı, hem menkul sermaye iradı hem de mahsubu gereken vergi niteliğindedir. Şöyle ki, vergi alacağı kar payları için yıllık beyanname verilmesi veya diğer gelirler için yıllık beyanname verilerek vergi alacağı dahil kar paylarının beyannamede toplandığı durumda, bu gelirler üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir. Vergi alacağının hem menkul sermaye iradı hem de mahsubu gereken vergi olarak nitelendirilmesi, kurumların indirim ve...

Continue reading

Siz daha hisse senedi bastırmadınız mı ?

Bu yazıyı, özellikle hisse senedi bastırmayan anonim şirket ortaklarının okumaları gerekiyor. Hatta, okumakla kalmayıp kesip saklamalarında da yarar var. Vergi yasalarında yeralan bazı hükümler, anonim şirketlerin hisse senedi bastırmasını gerektiriyor. Daha doğrusu, hisse senedi bastırmanın çok önemli bir ‘‘vergi avantajı” var. Anonim şirket ortağı olanlar, eğer ‘‘şirketin hisse senetleri varsa” ve bu hisse senetlerini iktisap (edinme) tarihinden itibaren ‘‘bir yıl” geçtikten sonra satarlarsa, satıştan doğan kazanç gelir vergisine tabi tutulmaz. Şirketin ‘‘hisse senetleri yoksa” yani hisse senedi bastırılmamışsa, ortağın hisse satışından doğan kazanç, (iktisap tarihinden itibaren kaç ay geçerse geçsin) Gelir Vergisi’ne tabi tutuluyor (GVK Mükerrer Md. 80/1). Bu nedenle biran önce...

Continue reading

Şirket Ortakları Ve Gelir Vergisi

Yazar:Muhsin MADEN (*) E-yaklasim / Nisan 2005 / Sayı: 21 I- GİRİŞ Bir ülkede belli bir zamanda yürürlükte bulunan hukuk kurallarının tümüne birden “müspet hukuk” veya “pozitif hukuk” denir (1). Biz de makalemizin konusunu teşkil eden “şirketler, şirket ortakları ve gelir vergisi” hususunu ülkemizde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (2), 818 sayılı Borçlar Kanunu (3) ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (4) çerçevesinde inceleyeceğiz. Makalemizde ilk olarak, 6762 ve 818 sayılı Kanunlarda düzenlenmiş olan şirketleri tüzel kişiliğe sahip olup olmamaları açısından, sonra Ticaret Şirketleri’ni şahıs ve sermaye şirketi olmalarına göre, daha sonra ise şirket ortaklarının sorumluluğuna göre ayrıma tabi tutacağız. Yapacağımız bu...

Continue reading

Limited Şirketlerin Amme Borçları

Önder Özsoy – SMMM – 07 Temmuz 2008 Pazartesi- Hatay Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur… limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu tutulacaklardır. Limited...

Continue reading

Vergi Hukukunda Kanuni Temsilciler ve Sorumlulukları -III

Yazar: Şebnem Pınar GÜRGÜR* Eren YEŞİLYURT** Yaklaşım Dergisi / Aralık 2003 / Sayı: 132 V- TÜZEL KİŞİLERİN VE TÜZEL KİŞİLİĞİ OLMAYAN TEŞEKKÜLLERİN KANUNİ TEMSİLCİLERİNİN VERGİSEL SORUMLULUKLARI A- KANUNİ TEMSİLCİLERİN VERGİ VE BUNA BAĞLI ALACAKLARDAN SORUMLULUKLARI Bilindiği gibi, tüzel kişiliği temsil eden veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenler ve bunların kanuni temsilcileri, vergilendirme ile ilgili ödevlerin yerine getirilmesinden sorumludurlar. Tüzel kişilere ait vergilendirme ile ilgili ödevlerin zamanında veya tam olarak yerine getirilmemesi nedeniyle tarh edilecek vergi ve buna bağlı alacaklar, tüzel kişiliğin mal varlığından alınır (15). Ancak, tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin görevlerini yerine getirmemeleri yüzünden salınan ve tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilemeyen...

Continue reading

15-18 Yaş Arası Rızaen Cinsel İlişkide Kim Suçlu?

Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar kapsamında yaptığımız 9 Kasım 2013 tarihli panel ve öncesinde 30 Ekim 2013 tarihli yasa değişikliği önerisi çalışmalarımız sırasında hemen her madde de doktrin, uygulama ve Yargıtay ile benzer düşüncelerde buluşsak da 104. madde konusunda farklı görüşler mevcuttu. 104. madde gelenekçi ve korumacı yanımızla hukuk tekniğine uygun suç ihdas edilmesi arasında derin sorunlar içeriyor. Madde, Reşit Olmayanla Cinsel İlişki başlığı altında, “Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde. Önemli bir çoğunluğumuz rıza ile de olsa 15-18 yaş arası çocuklar arasında...

Continue reading